Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 20. yüzyılın başında kaleme aldığı Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç adlı eseri çokça merak ettiğim fakat bir türlü okuyamadığım kitaplardandı. Nihayet bu kitabın da zamanı gelmiş, okudum bitti. Açıkçası bu kitap son zamanlarda okuduğum en keyifli kitap oldu.
1910 Halley Geçişi
1910 yılında bütün dünya diken üstündeydi. Zira Halley Kuyrukluyıldız’ı her 75 yılda bir dünyamızdan gözlenmekte olup 1910 yılı da Halley’in yakın geçiş yaptığı dönemlerden birisiydi. En son 1985 yılında gözlemlenen Halley, 20. yüzyılın başında bütün insanların yüreğini ağzına getirmişti. Özellikle Halley’in dünyaya çarpacağı, kıyametin kopacağı ihtimalleri halk arasında konuşulup duruyordu.
İstanbul’da “Halamın Yıldızı” Heyecanı
Kitabın muhtevası dönemin İstanbul’unu çok iyi bir şekilde yansıtıyor. Daha en başta kadınların kendi aralarındaki sohbetleriyle başlayan kitapta Hüseyin Rahmi Gürpınar gündelik yaşamı o kadar güzel aktarmış ki sanki oradaymış gibi hissettiriyor okuyucuya.
Kadınların kendi araların “Halamın Yıldızı” diyerek tartıştıkları Halley, devamında İrfan Bey ismindeki bir beyefendinin verdiği seminerlerle daha detaylı ve bilimsel olarak anlatılıyor.
Kadın Düşmanı İrfan Bey
İrfan Bey okumuş etmiş, ancak kadınlardan yana bir türlü yüzü gülmemiş. Bu zamana kadar hiçbir kadına duygularını açamadığı gibi bir defasında laf attığı kadının kendisine yüz vermemesi neticesinde kadın düşmanı olmuş.
Halley’in geçişi vesilesiyle de kadınların konuya olan ilgilerini değerlendirerek bir seminer tertip eder ve bütün mahalle kadınlarını seminerde bir araya toplar. Bu seminerde öncelikle yıldızlara, kütle çekime, uzaya dair doyurucu ve güzel bilgiler paylaştıktan sonra bir yıldızın dünyaya çarpması neticesinde olabilecekleri, biraz da kadınları korkutmak maksadıyla heyecanlı bir üslupla anlatır. Gördüğü bir rüyadan yola çıkarak anlattığı senaryoyu ilgi çekici olması adına en heyecanlı yerinde yarıda keserek bir sonraki seminerde devam etmek üzere sonlandırır.
Çirkin Kız’dan Mektuplar
Bu sırada çalıştığı daireye bir hanımefendi gelerek İrfan Bey’e bir mektup bırakır. Bu mektupta kimliği belirsiz bir kadın İrfan Bey’e hitaben birazcık kendisinden bahsetmek suretiyle Halley hakkında sorular sorup cevap ister.
İrfan Bey ise kim olduğunu bilmediği bu kadına aşık olur. Cevaben azıcık bilimsellik ve çokça sevgi dolu bir mektup yazar. Kadın ise hayretler içerisinde İrfan Bey’e tekrar cevap verir ve kendisinin “çirkin kız” olduğunu, bu taraklarda bezi olmadığını ve Halley’e dair konuşmak istediğini ifade eder. Mektuplaşmalar böylece sürüp gider.
İstanbul’un Başına Gelen Felaket
İrfan Bey’in bir sonraki semineri için bütün kadınlar heyecanla toplaşır. İrfan Bey dünyanın başına gelen felaketleri İstanbul’da kavuşturur ve her yeri suların bastığı, İstanbul’un yok olduğu bir senaryoyla hikayesini bitirir. Düzenlediği tertiple beraber hikayeyi tam bitirirken fişekler patlatarak dinleyicilerin yüreklerini ağızlarına getirir. Kimi dinleyiciler her şeyin bir rüya olduğunu bilerek kahkahalara boğulur, kimileri ise korkudan baygınlık geçirir.
Mektuplaşmalar Nereye Kadar?
Bu arada İrfan Bey ile Çirkin Kız’ın mektuplaşmaları devam eder. Çirkin Kız bir şekilde İrfan Bey’in seminerlerinden haberdardır ve mektuplarında kendi gördüğü bir rüya üzerinden olası felaket senaryolarını anlatır. İrfan Bey kıza gittikçe aşık oldukça kız her mektubunda İrfan Bey’i ters köşeye yatırır.
En sonunda İrfan Bey dayanamaz ve mektupları getirip götürerek aracılık yapan kadını takip etmeye karar verir. Kadını takip etmesiyle beraber öyle manzaralara ve gerçeklere şahit olur ki aklı allak bullak olur. Mektuplaştığı ve görmeden aşık olduğu bu kız aslında kimdir? Hayal midir gerçek midir, neyin nesidir? İrfan Bey bu sırrın peşine düşüp sonuna kadar gitmeye karar verir. Ve sonra… Sonrası kitapta. 🙂
KUYRUKLUYILDIZ ALTINDA BİR İZDİVAÇ
Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Web Sitesi: iskultur.com.tr
ARKA KAPAK METNİ
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç Hüseyin Rahmi’nin pek çok romanında olduğu gibi ikili bir yapılanma sergiler: Bir yanda eski İstanbul mahalle hayatını yansıtan ve temelde mahallenin kadınları arasında geçen konuşmalardan oluşan renkli tablolar, diğer yanda yazarın öykülediği olay. Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç güncelden nasıl ustaca yararlanılabileceğine dair renkli bir örnektir.