Stefan Zweig’ın Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor kitabında üç adet “menkıbe” bulunuyor. Birinci menkıbede Eski Ahit’teki Hz. Yakup ile Rahel’in arasında geçenleri kendi deyişleriyle anlatıyor. İkinci menkıbede Nuh Tufanı’nın ardından keşfe gönderilen üçüncü güvercinin geri dönmeyişini Zweig kendi penceresinden yorumlar. Üçüncü hikaye ise -ki bence kitaptaki en etkileyici hikaye- Virata ismindeki savaşçının başına gelenleri anlatır.
Rahel’in hikayesi zaten tahrif edilmiş bir hikaye. Bu açıdan oldukça nahoş ve inançlı bir Müslümanın hoşuna gidecek bir hikaye değil. Zweig’ın kalemi güçlü, yazıları güzel amenna. Ama bazı anlatılarının konusu yeteneği kadar güzel olamayabiliyor. Bu sebeple Rahel’in hikayesi, onların inandığı Rahel’in hikayesi.
Yoksa siz İbrâhim, İsmâil, İshak, Ya‘kub ve torunların yahudi yahut hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz?” De ki: “Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?” Allah tarafından kendisine verilmiş bir kanıtı saklayandan daha zalim kim vardır? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Bakara Suresi – 140)
İkinci hikayede ise güvercinin Hz. Nuh’a geri dönmek, zeytin yaprağını götürüp müjdeyi vermek istediği ancak ne bir zeytin yaprağı ne de güzel olan başka bir şey bulamadığı anlatılıyor. “Güvercin o günden bugüne kadar başlarımızın üzerinde uçuyor, dinlenecek bir yer bulamadı, insanlık da barışı bulamadı hâlâ…” diye bitiyor hikaye.
Üçüncü hikaye ise yukarıda da belirttiğim gibi kitaptaki en etkileyici hikaye bence. Şimşek Kılıç Virata kazandığı bir savaşta cesetleri öldürdüğü kişilerin cesetlerine bakayım derken bir de bakar ki bilmeden ağabeyi Dağların Prensi Belangur’u öldürmüş. Haliyle kahrolur. Kralın yanına dönünce bir daha eline kılıç almamaya yemin ettiğini söyleyerek azledilmek ister. Kral bu durum karşısında çeşitli görevler teklif etse de Virata kabul etmez. En sonunda kral Virata’dan adalet dağıtmasını ister, böylece Virata yargıç olur.
Bir gün cinayet işleyen bir adama hapis cezası verdiğinde mahkum isyan edip ölmeyi ister. Ancak Virata adil bir hüküm verdiğini savunur. Mahkum “Adaleti neyle ölçersin sen ey Yargıç? Kim seni kırbaçladı ki kırbaçlanmanın ne olduğunu bilesin? Sen hiç zindana atıldın mı? Ömrümün kaç baharını benden aldığını biliyor musun? Hiçbir şey bilmiyorsun sen, adil bir insan değilsin…” diyerek itirazını sürdürür. Virata bu durum karşısında öyle bir cevap verir ki, ben susayım siz okuyun devamını. 🙂
RAHEL TANRI’YLA HESAPLAŞIYOR
Yazar: Stefan Zweig
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Web Sitesi: iskultur.com.tr
ARKA KAPAK METNİ
Zweig’ın menkıbelerinde hikâye edilen kişiler Tanrı’yı ve kendilerini ararken hayatlarının anlamını bulacaklarına dair umutlarını her daim korurlar. Yazar Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor’da Rahel ile Yakup’un Eski Ahit ’teki hikâyelerini Kutsal Kitap’taki anlatım biçimini anıştıran bir üslupla ve elbette kendi yorumunu katarak aktarır. Üçüncü Güvercinin Hikâyesi’ni de Nuh Tufanı’ndan esinlenerek kaleme almıştır. Nuh’un tufandan sonra suların çekilip çekilmediğini anlamak için gönderdiği üçüncü güvercin geri dönmez. Ancak Zweig’ın öyküsünde güvercinin dönmeyişinin nedeni Eski Ahit ’teki gibi toprağın kuruması değil, her yerde ölüm ve felaket görmesidir. Esin kaynağı Bhagavad Gita olan Ölümsüz Kardeşin Gözleri ise Virata adlı bir savaşçıyla ilgilidir. Bir savaşta bilmeden öldürdüğü ağabeyinin gözleri Virata’yı her yerde izler. İnsanlardan uzakta, günahtan arınmış olarak yaşamını sürdürmeye çalışsa da, eylemlerinin başka insanların yaşamlarını etkilemesine engel olmayacaktır.