“Yakama yapışan cümleleri yazdım.” cümlesiyle başlıyor Tarık Tufan, İlk Söz başlığıyla Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kitabına. Ve devam ediyor:
“Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna.” diye devam ediyor Anna başlığında.
Bir Adam Girdi Şehre koşarak kitabı gayet ince, okuması keyifli ve akıcı, ancak anlaması kimi zaman acı verici bir kitap. İsminin hakkını verir şekilde, günlük hayattaki koşturmacalarımızdan, hayatın çılgınca akış hızından dolayı gözümüzden kaçanlar Tarıf Tufan’ın gözüne takılmış, o da yazmış. Tespitlerini kısa kısa denemelerde, çoğu zaman yaşanmış bir olayı anlatarak ifade etmiş.
Bunca koşturma arasında bu kitabı okumaya ne kadar zaman bulunabilir bilmiyorum. Ama kitap vesilesi ile fark ettiğim bir şey var ki “artık dünyanın neresinde bir çocuk ölürse orası Gazze’dir.”
BİR ADAM GİRDİ ŞEHRE KOŞARAK
Yazar: Tarık Tufan
Yayınevi: Profil Yayınları
Web Sitesi: profilkitap.com
ARKA KAPAK METNİ
Camlardan ölesiye sarkan gündelikçi kadınlar, elindeki eczane poşetleriyle çaresiz bekleyen yaşlı adamlar, pazar yerlerinden artık toplayanlar, eskimiş kıyafetleriyle düğün salonlarında şarkı söyleyenler, sefer tasından utanan genç adam ve diğerleri.
Şehrin ötekileri yani.
Biraz Raif Efendi, biraz Maria Puder, Sartre, Bachelard, Anna ve biraz Kudüs.
Karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir şehirde hayatta kalabilmek için her şey.
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulabilmek için yani.
Tarık Tufan, “Bir Adam Girdi Şehre Koşarak” kitabında her şey hızla akarken, yavaş gidenleri, yorulanları, rekabete güç yetiremeyenleri ve onların mekanlarını anlatıyor.