27 Nisan 1978’de Afganistan’da darbe yapan Nur Muhammed Teraki, Davut Han’ı devirip ailesi ile birlikte öldürmüştür. Bu darbe, Müslüman mücahitlerin uzun yıllar sürecek olan direnişlerinin başlangıç tarihi olmuştur. Afganistan meselesi özellikle Erdem Bayazıt ve arkadaşlarının da üzerine titrediği bir meseledir. Bu sebeple 23 Temmuz’da Ahmet Beyazıd, Yücel Çakmaklı, Şenol Demiröz, Erdem Beyazıt, Necdet Taşçıoğlu, Çetin Tunca ve Halil İbrahim Sarıoğlu’ndan oluşan ekip Ankara’dan yola çıkar. Yola çıktıkları araçlar ise Tofaş’ın yeni ürünü olan “Kartal”lardır. Maalesef seyahat sürecinde yaptıkları çekimlerden oluşturdukları belgesel filmi 12 Eylül sansürüne takılır. Ancak seyahat ile ilgili anılar Erdem Beyazıt’ın kaleminden “İpek Yolundan Afganistan’a” başlığı altında Mavera Dergisi’nin Aralık 1981 sayısından itibaren yayınlanır. Zaman içinde farklı yayınevlerinin kitap haline getirdiği bu yazılar son olarak Ketebe tarafından yayınlandı.

Erdem Bayazıt yazılarında Ankara’dan sınıra kadar olan kısma dair detay vermiyor. Zaten genelde Türkiye ile alakalı bir bilgi yok kitapta. Muhtemeldir ki 12 Eylül sürecinin bu duruma büyük etkisi olmuş. İran sınırını geçtikten sonra Afganistan’a kadarki bütün yolculuklarını ve Afganistan’da gördüklerini kitap boyunca anlatıyor. Fakat kitap yarım. Sonunda şöyle bir not var: “Erdem Bayazıt’ın bu kitabın 1984 yılındaki ilk baskısının sonuna “Birinci Cildin Sonu” notunu düştüğünü görüyoruz. Anlaşılan o sıralarda ikinci bir kitabı daha yazmaya niyetlenmiş. Elimizde ikinci bölüm olmadığına göre daha sonra bundan türlü sebeplerden dolayı vazgeçmiştir. Notları arasında da buna dair bir şey de bulamadık.”

Gerçekten üzücü bir durum çünkü kitabı bitirdiğinizde tadı damağınızda kalıyor, devamını merak ediyorsunuz. Hele ki Afganistan’ın hâli… Pakistan’a sığınmak zorunda kalan mülteciler ve onların kamplardaki perişan yaşamları… Kitapta birçok hüzünlü hatıra mevcut.

Erdem Bayazıt’ın usta kaleminden okuyunca sanki yola beraber çıkıyormuş gibi hissetmeniz de işten bile değil. Yolculuğun sıkıntılarını ve güzelliklerini yıllar sonra okurken bile tekrar yaşatabiliyor. Ben üstüne bir de Google Maps’ten adım adım kitapta bahsi geçen şehirleri inceledim. Nerelerden geçmişler diye uydu görüntülerine baktım. Ve hayretler içerisinde kaldım, zira bugün bile arabayla öyle bir coğrafyada yolculuk yapmak büyük cesaret istiyor. Onlar “Kartal”larla nasıl gitmişler, hayret…

Kitaptaki bir diğer güzel nokta ise o dönemde mücadele eden Müslümanların düşüncelerine ve bulundukları hâle dair önemli hatıralar barındırıyor olması. Önde gelen direnişçilerle birçok röportaj gerçekleştiriyorlar ve sordukları sorularla aldıkları cevaplar kitapta mevcut.

Velhasıl 1980’lerin başındaki Afganistan’ı görmek, duymak, hissetmek istiyorsanız İpekyolu’ndan Afganistan’a kitabı sizleri çağırıyor…


Erdem Bayazıt - İpekyolu'ndan Afganistan'a

İPEKYOLU’NDAN AFGANİSTAN’A

Yazar: Erdem Bayazıt

Yayınevi: Ketebe Yayınları

Web Sitesi: ketebe.com

ARKA KAPAK METNİ

1970’li yılların sonunda patlayan Afganistan olayı, Erdem Bayazıt ve arkadaşlarının en çok üzerinde durduğu, İslam dünyasının kanayan yaralarından biri olmuş tur hep. “Bir yüzüm Batıya dönük/Bir yüzüm Doğuya/ Arkamda bütün yönler/Önümde kıble!” dizelerinin şairi bu acıya duyarsız kalamazdı ve kalmadı da. Olaylara, yönü kıbleye dönük olarak baktı. Pergelin bir ayağını hep sabit tuttu. Bayazıt ve arkadaş grubu yazılarıyla, şiirleriyle, hikâye ve romanlarıyla dünyanın seyirci kaldığı bu dramı biteviye gündeme getirmeye çalıştılar. Bilhassa Cahit Zarifoğlu, şiir ve yazılarında Afganistan konusunu o kadar çok işledi ki adı “Afganistan şairi”ne çıktı. Erdem Bayazıt da “Afganistan yazarı” olarak akıllarda kaldı. İşte bu kitap da “içeriden bir gözün” kaleminden bir İslâm coğrafyası hikâyesidir.

Yazar Hakkında

Muhammed Tutar

bilgisayar mühendisi, bilgi güvenliği uzmanı. önce okur, sonra yazar.

Tüm yazıları göster