Bu kitabı Genç Dergi grafik tasarım ekibinden Abdurrahim Yüce’nin tavsiyesi üzerine okudum. Bana kitabı gösterip çok farklı olduğunu, mutlaka okumam gerektiğini ifade etmişti. Sonuna kadar haklıymış. Göğü Delen Adam kitabı gerçekten de bu zamana kadar okuduğum en ilginç kitaplardan birisi oldu. Kabile Reisi Tuiavii’nin Konuşması alt başlığı ile yayınlanan kitap yayınlayanların şu sözleriyle başlıyor:
“Papalagi’yi okumak yetmez. Bizim içimizde küllenmiş olan duygularımızı yeniden canlandırmayı da öğrenmemiz gerek.”
Kitapta Samoalı bir yerlinin gözünden diğer insanların, özellikle beyazların hayatı anlatılıyor. Mesela kitabın ilk bölümü Papalagi’nin giyim-kuşamına dair. Devamında Papalagi’nin yaşadığı evler, Papalagi’ye zamanın hiç yetmediği, Papalagi’nin meslekleri, Papalagi’nin Tanrı’yı yoksullaştırdığı gibi hem maddi hem de manevi konularda gözlemleri aktarılıyor. En son bölümde ise “Papalagi bizi kendi karanlığına çekmek istiyor” diyor.
Altını çizdiğim ifadelerden birisi de şu:
“Papalagi nedense her şeyi kendisine göre bir hikmete, bir kurala bağlamaya can atar. Kendi burnu köpekbalığının dişi gibi sivri ya, ona göre güzel olan odur. Buna karşılık bizim sonsuza dek yuvarlak kalacak olan burnumuz ona göre çirkin ve biçimsizdir. Oysa biz tam tersini düşünürüz.”
Göğü Delen Adam bu dünyada yaşadığı halde bizim dünyamızdan ötede bir yerde olan, makineleşmemiş ve saf bir insanın gözünden modern insanı, bizleri anlatan çarpıcı bir kitap. Papalagi’ye dair her bir tasvirde, üzerinden durup düşünmemizi ve “biz ne yapıyoruz” diye sormamızı gerektirecek önemli tespitler bulunuyor.
Kitabın son bölümünde şöyle diyor:
“Papalagi, “size ışığı getirdim” demişti. Yüreklerimizi alevlendiren, duygularımızı mutluluk ve şükranla dolduran o güzelim ışığı. Işığı bizden önce ele geçirmişti o. Daha en eski atalarımız bile doğmadan önce aydınlıktaydı Papalagi. Ama o, başkaları aydınlansın diye ışığı elinin ucunda tutuyor. Kendisi, kendi bedeni ise karanlığın içinde. Işığı elinde tuttuğu için, ağzından Tanrı’nın adını düşürmemesine rağmen yüreği Tanrı’nın uzağında.”
GÖĞÜ DELEN ADAM
Yazar: Erich Scheurmann
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Web Sitesi: ayrintiyayinlari.com.tr
ARKA KAPAK METNİ
Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse göğü delen anlamına gelir. Samoa’ya misyoner bir yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. O, göğü delip geçmişti.