Cumhuriyet tarihindeki ilk darbe olan 27 Mayıs 1960 darbesi ülkemizin başına gelen en önemli olaylardan birisi. Tarihimizde ilk ve tek olarak bir başbakanın idam edilmesiyle sonuçlanan bu darbe sadece siyaseten değil, birçok alanda ülkemiz için büyük yıkımlara sebep oldu. 27 Mayıs’a ve diğer bütün darbelere dair konuşulacak çok şey var, ancak burada 27 Mayıs Darbesi ve Bizler kitabına göz atarak darbe sonrasındaki süreci bambaşka bir pencereden seyredeceğiz.
Nilüfer Gürsoy 1921 Bursa doğumludur. Celal Bayar ve Reşide Bayar çiftinin kızı olup TBMM 8, 9, 10 ve 11. dönem Kütahya Milletvekili Ahmet İhsan Gürsoy’un eşidir. 27 Mayıs darbesi ve sonrasında yaşadıklarını anlattığı kitabında döneme dair çok önemli bilgileri fotoğraflarla birlikte anlatıyor.
Kitapta 27 Mayıs’ın kısa bir süre öncesinden başlayarak olayları aktarıyor. Başlangıçta darbeye giden süreçte yaşanan olayları, ancak hiçbir şekilde darbe olmasına ihtimal verilmediğini belirtiyor. Ancak darbe maalesef yapılıyor ve elem dolu günler başlıyor. Celal Bayar’ın ailesi evlerinde hapsediliyor, bir müddet sonra da Çeşme’ye zorunlu ikamet etmek üzere çoluk çocuk naklediliyor.
Nilüfer Bayar başlarından geçenleri oldukça samimi bir üslupla kaleme almış. Süreç boyunca nasıl çabaladıkları, nasıl muamelelere maruz kaldıklarını, ne sıkıntılar çektiklerini paylaşmış. Örneğin başta Celal Bayar olmak üzere yakınlarına yazdıkları mektuplar sansüre uğruyor, hatta çoğu zaman iletilmiyormuş. Haberleşme özgürlükleri ciddi derecede kısıtlanmış, hatta telefon hatları bile kesilmiş. Dışarıya çıkamaz olup temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamışlar. Ve daha bir sürü şey…
En Çok Acıyı Yine Çocuklar Çekiyor
Darbecilerin yaptıkları zulümler malum olduğu için bu türden sıkıntılar belki hafif görülebilir. Yetişkinlerin bir şekilde bu durumlara tahammül etmelerini ve sabretmelerini bekleyebiliriz. Fakat çocukların perişan hallerini okuduğum satırlarda öyle üzüldüm ki… Ayakkabı dahi alamaz hale gelmek… Okulda başarılı olup imtihanı kazandığı halde küçücük bir çocuğun hakkını vermemek… Çeşme’de çocukların sıcak yaz günlerinde denizde yüzmek istemelerine bile çoğu zaman darbeciler tarafından müsaade edilmemesi, müsaade edildiğinde de ağır silahların namlularının çocukların üzerine doğrultulmuş vaziyette bekletilmesi… Vicdan sahibi bir insan bu kadarına da pes der muhakkak.
27 Mayıs’ın kadınlar ve çocukların penceresinden nasıl sonuçlar doğurduğunu görmek açısından bu kitap ibretlik bir eser. Allah bize bir daha o günleri yaşatmasın…
Kitapta çok ilginç ve hayret verici olaylar mevcut. Ancak ben iki tanesini burada paylaşmakla iktifa edeceğim:
- Paris Match mecmuasının Türkiye muhabiri şöyle diyordu: “26 Mayıs akşamı muhalefete mensup bir hanım gazetecinin evinde idim. Entelektüelleri, mebusları, profesörleri ve hatta bir askeri davet etmişti. Lokum yiyerek ihtilal tasarlanıyordu. Talebeler yine harekete geçilecek deniliyordu. Ne zaman? Bu sırdı. Ayrılırken kulağıma fısıldandı. Otelime müstakbel ayaklanmanın parolası ile döndüm: “6.6.T.” Bu da: Altıncı ayın altıncı günü manasına geliyordu.”
- O günlerde aldığımız mektubunda ağabeyim Turgut, Zürich’te rastladığı ve eskiden bize dostluk gösteren birisinin: “Bizim onlarla pek samimiyetimiz yoktu!” dediğini naklediyor ve “bazı kimselerin aklı yalnız iyi günlerde işliyor galiba. Ben yalnız birisi ile karşılaştım. Siz kim bilir dün dost gözüken, bugün selam vermekten çekinen kaç kişi ile karşılaşıyorsunuz” diyordu.
27 MAYIS DARBESİ VE BİZLER
Yazar: Nilüfer (Bayar) Gürsoy
Yayınevi: Timaş Yayınları
ARKA KAPAK METNİ
Türk demokrasi tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri muhakkak ki 27 Mayıs 1960 Darbesi’dir. Bu elim hadise neticesinde Demokrat Parti kapatılmış ve dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakanı Adnan Menderes ve diğer devlet erkânı tutuklanarak yargılanmak üzere Yassıada’ya götürüldüler. Artık ne onların hayatı eskisi gibi devam edecekti ne de ailelerinin…
- Darbeden önce ne gibi olaylar yaşandı ve ülkenin genel havası nasıldı?
- Darbeden sonra bu hava nasıl değişti ve gazeteler olayları nasıl yansıttı?
- 27 Mayıs günü ve sonrasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın ve diğer Demokrat Partililerin evlerinde neler yaşandı?
- Evler askerler tarafından nasıl arandı ve bu aramalar sonunda neler oldu?
- Aileler evlerinden koparılıp nerelerde göz hapsinde yaşamaya zorlandı?
27 Mayıs Darbesi ve Bizler kitabı, bu ve benzeri birçok sorunun cevabını vermekle birlikte; 27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren Yassıada duruşmalarının başladığı 14 Ekim 1960’a kadarki süreci, Celal Bayar’ın kızı Nilüfer (Bayar) Gürsoy’un samimi anılarıyla aktarıyor. Yassıada süreci ve sonrası, şimdiye kadar hep Demokrat Partililerin hatıraları, mahkeme zabıtları ve o günlerin siyasi sürecinden bahseden eserlerle sınırlıydı. Fakat Gürsoy’un, tutuklu ailelerin yaşadıklarını ve kendi ailesine tatbik edilen özel muameleyi anlattığı bu eser, önemli bir tarihî boşluğu doldurarak Türk demokrasi tarihinin gözden kaçmış, karanlık bir dönemini aydınlatıyor.