Tembellik bir hak mıdır? Bence değildir. Tembellik insanın hem kendi şahsı için hem de toplumun sağlığı için oldukça tehlikeli bir hâldir. Dinlenmek herkesin hakkı olsa da boş boş oturmak bir nevi israftır. Bu sebeple Tembellik Hakkı kitabı özellikle dikkatimi çekti. Yan gelip yatma hakkı mı yoksa dinlenme hakkı mı?
Kutsal kitabımızda çalışmakla ilgili “O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul.” (İnşirah, 7) ayeti oldukça etkileyicidir. Alimlerin görüşüne göre ayette Peygamberimize (sav) ve onun şahsında Müslümanlara bütün vakitlerini hayırlı ve yararlı faaliyetlerle değerlendirmeleri, ibadet, dua, tebliğ gibi dini faaliyetlerin de; çalışma, üretme, öğrenme-öğretme, yardımlaşma ve dayanışma gibi dünyevî faaliyetlerin de hakkını vermeleri istenilmiştir.1
Meşhur Karl Marx’ın damadı olan sosyalist Paul Lafargue ise çalışmaya bakış açısını Tembellik Hakkı kitabında özetlemiş. “Yaşlılığın, beden ve zihin güçlerini azar azar kemirdiğini görmek istemeyerek” 69 yaşında karısıyla beraber intihar eden yazarın eserini kaleme aldığı dönemde insanlar günün neredeyse 4’te 3’ünü çalışarak geçiriyorlardı. Kapitalist düzenin sömürdüğü milyonlarca işçi harıl harıl çalışıyor ve ömürlerini böyle geçiriyorlardı.
Elbette ki böyle bir düzen tam anlamıyla bir zulüm. Bu zulmün temel sebebi ise kitapta “çalışmanın kutsanması” olarak ifade ediliyor. Günümüzde çalışma aşkı, çalışmaya tutkunluk gibi kavramları sıkça duysak da 19. yüzyılın sonlarındaki işçilerin “aşk”la pek işi olduğunu söyleyemeyiz.
Kitabın orta bölümünde aşırı üretimin sonuçların dair olan değerlendirmeler ise çok etkileyici. Avrupalıların sanayi devriminden sonra sömürgeler sayesinde elde ettikleri hammadde bolluğu muazzam bir üretime sebep olunca bu sefer de arz pazarları yaratılmış. Günümüzde dahi bunu yaşıyoruz, talebe göre arz oluşmuyor, her arz kendi talebini yaratıyor artık.
Kitapta işçilerin yaşadıkları sıkıntılar ve çileler her fırsatta vurgulanıyor. Bu sıkıntılardan kurtuluşu ise yazar “Tembellik”te görüyor. Kitabın sonundaki cümleler şöyle:
Antikçağlardaki köleliği kederli şahsında kişiselleştiren İsa gibi işçi sınıfının erkekleri, kadınları ve çocukları da yüz yıldır eziyetin zorlu çilesini çekiyorlar. Yüz yıldır zorunlu çalışma kemiklerini dağıtıyor, etlerini çürütüyor, sinirlerini yıpratıyor. Yüz yıldır açlıktan kıvranıyor, hayaller görüyorlar! Ey Tembellik, uzun süren sefaletimize merhamet et! Ey sanatların ve soylu erdemlerin anası Tembellik, insanların dertlerine derman ol!
Tembellik Hakkı, Sayfa 47
Çalışma koşullarımız günümüzde 100 sene önceye nazaran çok daha iyi olsa da işçinin hakkının verilmediği durumlar maalesef halen yaşanıyor. Gelişmiş ülkelerde haftada 4 gün çalışmanın daha verimli olduğuna dair araştırmalar yapıladursun, gelişmekte olan ülkelerde ucuz işgücünün sömürüsü sürüyor.
Bu dünyada tembellik için değil çalışmak için var olduğumuz bir gerçek. Rabbimiz “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” buyuruyor. Peygamberimiz ise “Kişi, elinin emeğinden daha hayırlı bir şey asla yememiştir.” diyerek üretmenin, çalışmanın güzelliğini vurguluyor. Çalışmak 21. yüzyılın kapitalist dünyasındaki anlamıyla değil, İslam ahlakının tanımladığı şekilde göz önüne alındığında, tembellikten çok daha huzur verici olabilir.
Gününü namaz vakitlerine göre planlayan, geçimini kazanmak için çalışmanın yanı sıra ailesine, komşusuna, çevresine, bitkilere ve hayvanlara dahi vakit ayıran bir insan için tembellik söz konusu olamaz. Son nefese kadar gayret bizden, tevfik Allah’tan. Sonsuz dinlenme yerimiz ise cennet inşallah.
1 Kur’an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:643-644
.jpg)
TEMBELLİK HAKKI
Yazar: Paul Lafargue
Yayınevi: Can Yayınları
Web Sitesi: canyayinlari.com
ARKA KAPAK METNİ
Paul Lafargue’ın Tembellik Hakkı adlı eseri 1883’te yayımlanmasının ardından Komünist Manifesto’dan sonra en çok dile çevrilen, en çok baskısı yapılan, en çok okunan, atıfta bulunulan, tartışılan başyapıtlardan biri oldu. Lenin Rusya’da 1905 Devrimi sürecinde çok sayıda baskı yapan Tembellik Hakkı’nı Ekim Devrimi üzerinde önemli etkiye sahip yapıtlardan biri olarak tanımlamıştı.
19. yüzyılın sonlarında on yedi saate varan çalışma saatleri üzerine kapitalizmin insanı köleleştiren, mutsuzlaştıran ve yoksullaştıran düzenini keskin bir ironiyle eleştiren Lafargue Tembellik Hakkı’nda bir yandan da aşırı üretimin büyük savaşlara, sömürgeciliğe yol açacağını vurguluyor. Vahşi kapitalizmin yanı sıra çalışmaya övgüler yağdıran Marksist ideolojiyi de eleştiren Lafargue aylaklığı, tembelliği övmekten çok insanların yaşamaya vakit ayırması gerektiğini savunuyor.