Yazdıklarımı “pürdikkat” okuyabilir misiniz? Okuyabileceğinizi pek sanmıyorum…

Bu yazının sonuna varana kadar, kesintisiz ve pürdikkat bir şekilde okuyabilirseniz pek şaşırır ve tebrik ederim.

Zira daha şimdiden telefonunuzun titreşimi veya ışığı size bir bildirim gönderiyor olabilir. Yahut aklınız çoktan gün içerisinde/yarın yapacağınız işlere gitmiş olabilir. Hiç değilse etrafınızdaki bir dikkat dağıtıcı sizi bu yazıyı okumaktan koparmaya çalışıyordur. Tüm bunlardan izole, pürdikkat okuyorsanız gerçekten bravo!

Bir insanın başarılı olabilmesi için büyük/küçük ne iş yapıyor olursa olsun odaklanarak yapması bilimsel olarak gözlemlenmiş bir gerçek. Sürekli bölünerek yapılan bir işle aynı işi kesintiye uğramadan yapmak arasında verimlilik açısından kayda değer bir fark bulunuyor.

Odaklanmak önemli fakat dikkatimizi dağıtmaya yönelik uyaranların sayısı özellikle teknolojinin gelişimiyle birlikte adeta tavan yaptı. Bir düşünün, gün içerisinde sizi bölen kaç tane uyaran var?

Ben sayıyorum;

• Yeni gelen e-postaların bildirimleri.

• WhatsApp`ta kişiler ve gruplardan gelen mesajların bildirimleri.

• WhatsApp durumlarında yeni bir durumun belirmesi. Çoğu insan durumların açılmamış olmasına dayanamıyor.

• Instagram`dan aniden beliren beğeni/yorum/mesaj bildirimleri.

• YouTube`da abone olduğunuz kanallardan gelen bildirimler.

• SMS bildirimleri.

• Cep telefonu aramaları.

• Kullandığınız diğer tüm uygulamaların belirli periyotlarla gönderdikleri bildirimler.

• Mesai saatlerinizde ofisinizdeki telefona gelen aramalar.

• Tam yoğunlaşacakken çalışma arkadaşlarınızdan birinin size seslenerek soru sorması.

• Sizinle alakası olmadığı halde ofis ortamında diğer insanların konuşmalarına kulaklarınızın istemeden misafir olması.

• Bulunduğunuz yerdeki gürültü çıkaran her şey.

Dikkatinizi dağıtan uyaranların sayısını hayat tarzınıza ve yaşadığınız ortama göre artırabilirsiniz.

Dikkat dağıtıcı uyaranların sonu hiç gelmemekte. Bu uyaranlardan ötürü bugün kaliteli bir uyku uyumak, dinç bir şekilde güne başlamak, verimli bir gün geçirip dolu dolu mesaiyi tamamlamak, enerjik bir hâlde aile ile, çocuklar ile vakit geçirmek ve akşam yatağa baş koyunca huzur içerisinde uyuyabilmek ne mümkün?

Malum olduğu üzere vücudumuzun doğal ritmine göre geceleri uyurken tamamen karanlık ve tamamen sessiz ve havası temiz bir ortamda uyumak gerekiyor. Bu ortam sağlanırsa kalite had safhada oluyor. Ancak şehir hayatında bu ortamı bulamadığımız için bizler en temel ihtiyaçlarımızdan biri olan uykumuza dahi odaklanamıyoruz.

İşin ilginç tarafı etrafımızdaki dikkatimizi dağıtan uyaranlar bir yana, kendimiz bizatihi dikkat dağıtıcı da olabiliyoruz. Özellikle muhatap olduğumuz insanlarla iletişimlerimizdeki tahammülsüzlük farkına bile varmadığımız bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Her şeye dilediğimiz an ulaşabilme lüksü, başka insanlara da ulaşabileceğimizi bize düşündürtüyor ve belki de mesajlarınıza cevap alamadığınız, arayıp da ulaşamadığınız kişi o sırada pürdikkat işine bakıyordur ve siz onun dikkat dağıtıcı uyaranlarından biri olup çıkıvermişsinizdir.

Herkes Her An Ulaşılabilir Değildir

Maalesef günümüzde herkesin hemen ulaşılabilir olduğu yanılgısına kapılmadan edemiyoruz. Birisine bir şey sorduğumuzda hemen cevap bekliyoruz. WhatsApp sağolsun, anlık mesajlaşma bizi bu noktaya getirdi. Halbuki karşıdaki kişi hasta mı? Şu an başka bir çalışmaya odaklı ve bizimle ilgilenebilir mi? İstediğimiz şey için ne zaman müsait olabilir? Bu soruları kendimize pek sorduğumuz yok. Konu her ne olursa olsun “Nasılsın?” diye sorduğumuzda cevabın 3 saat sonra gelmesini garip bulup sitem etmekte mahsur görmüyoruz.

Kendimi de bu durumdan kurtarmak için artık şöyle yapıyorum: Birisine bir şey sormak, danışmak, bir iş istemek vb. durumlarda karşımdaki muhataptan anında dönüş beklememeliyim. Ne zaman ki beni yanıtlamaya uygun olur, o zaman elbet geri dönecektir. Sanal dünyanın hızla ulaşılabilir kılma gücü insanları gerçek hayattaki problem ve sorunlarından muaf tutmuyor. Karşımdaki kişi hasta ve perişan bir halde günlerini geçiriyorken iki gün önce yazdığım ve cevap alamadığım bir mesaj için sitem etme ve karşımdakini suçlama hakkını bana kim/ne veriyor?

Bildirimler Vakit Katilidir

Bildirimlerin hayatınızdan ne kadar zaman aldığını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız tüm bildirimlerinizi kapatarak bir gün geçirmeye çalışın ve ne kadar boş vaktinizin olacağını kendiniz tespit edin. Elimizden düşürmediğimiz akıllı cihazların bildirimleri sayesinde adeta çılgına döndük. Bildirimler çubuğunda yeni bir şey belirmesi birçoğumuzu deli gibi o bildirimi açmaya ve onu oradan yok edip rahatlamaya sevk ediyor, bilmem farkında mısınız? Çoğumuz Instagram ve WhatsApp başta olmak üzere sıkça bildirim gönderen uygulamaları, ekseriyetle bildirimlere bakmak için açıyoruz. Halbuki normal olan işimize gücümüze bakıp irademizi kullanarak müsait olduğumuz vakitte “önemli bir mesaj var mı acaba?” diye WhatsApp`ı açmak veya kendimize ayırdığımız vakitlerde (öyle bir vakit kaldıysa tabii) kullandığımız uygulamalara göz atmak değil midir?

Şu gerçeği bir düşünün: Türkiye`de bir iş sahibi olup 9-6 çalışan insanlar mesai saatleri içerisinde sırf bu bahsettiğim bildirimlerden mütevellit zırt pırt telefonlarını eline almak yerine yaptıkları işe odaklansalar verimlilik ne derece artardı?

“Bu devirde insanlar işlerini telefondan yürütüyorlar” ifadesi bu gerçeği göz ardı etmek için yeterli gelmeyen bir bahaneden ibaret. Bu bahaneye sığınmayı düşünüyorsanız bildirimlerden uzak kalmayı ve gerçekten işinize bakmayı bir deneyin.

Peki bunca dikkatimizi dağıtan ve odaklanmamıza fırsat vermeyen uyaranın olduğu bir dünyada, pürdikkat çalışma beceresini tekrar nasıl kazanacağız?

Pürdikkat Çalışma Ritüeli

Odaklanma konusunda “Pürdikkat” kitabıyla meseleyi felsefik, teorik ve pratik olarak ele alan Cal Newport`un başarılı olmak ve verimli çalışmak için sunduğu önerisi “ritüeller oluşturarak odaklanma becerisini tekrar kazanmaya çalışmak.” Tam da ihtiyacımız olan Newport`un önerileri şöyle:

• Çalışma ritüeli belirleyerek ritüelinize kuralları koyun. Örneğin bir işe odaklandığınızda asla telefonunuza bakmamak.

• Çalışmanızla alakalı gerekli tüm materyaller (bilgisayar, şarj kablosu, defter, kitap, kalem vb. neye ihtiyacınız varsa) hazır bulunsun. Bu sayede çalışmaya başlayınca nelere ihtiyacım var diyerek daha en baştan bölünme sorununu aşabilirsiniz.

• Aynı anda ne kadar çok şey yapmaya çalışırsanız o kadar az şey başarırsınız.

• Hedef belirleyin ve belirlediğiniz hedefe ulaşmak için çalışmanızı ölçümlendirin.

• Mutlaka mola verin. 4 saatten daha fazla pürdikkat çalışamazsınız. Molalar vererek zihninizi dinlendirebilir ve verimliliğinizi artırabilirsiniz.

• Tamamlanmamış işler dikkat dağıtıcı öğelerin en başında gelir.

• Çalışınca sıkı çalışın. Bitince de bitti deyin ve gerisini düşünmeyin.

• Günlük hayatta yaşadığınız her potansiyel can sıkıntısı anında eliniz telefona gidiyorsa haliniz yaman demektir. Örneğin bir iş için sıraya girdiniz ve 10 dakika sırada beklemeniz gerekiyor. Eliniz doğrudan telefona gidiyorsa beyniniz “zihinsel enkaz”a dönmüş demektir ve pürdikkat çalışmak istiyorsanız işiniz gerçekten çok zor.

Odaklanma Becerisini Geliştirmek

Cal Newport’un önerdiği bazı yollarla “zihinsel enkaz” durumunda olsak bile bir çıkış yolu bulabiliriz:

• Ne olursa olsun kurallarınızı çiğnemeyin. Örneğin interneti kullanmak için kendinize bir zaman belirleyin (Her gün 18:00-20:00 arası gibi) ve belirlediğiniz zaman dilimi dışında kesinlikle kuralınızın dışına çıkmayın.

• Dikkat çekici dürtülere ve uyaranlara teslim olmayın. Dikkatinizi dağıtmaya yönelik her türlü uyaran karşı ne kadar direnirseniz odaklanmanız gittikçe o kadar kolaylaşır.

• Mutlaka yürüyüş ve koşu gibi bedeninizi harekete geçirecek faaliyetlere haftanın belirli günlerini ayırın.

• Mesai saatleri haricinde ve haftasonları vaktinizi nasıl değerlendireceğinize önceden karar verin.

• Beyninize nitelikli alternatifler sunun.

• Zamanınızı lüzumsuz iletişimle çarçur etmeyin.

• Çalışmalarınız için belirli bir süre belirleyin ve bu süreyi aşmayın. Kendinizi zorlamaya çalışırsanız verimliliğiniz düşer. Pürdikkat çalışmanın sınırı en fazla 4 saattir.

Tüm Bunlar Mümkün mü?

Sizce tüm bunları başarmak mümkün mü? Yaşadığımız çağa, teknolojinin hayatımızı işgaline boyun eğiyorsanız asla mümkün değil. Hafta sonunu hiçbir teknolojik cihazla meşgul olmadan geçirebilir misiniz? WhatsApp olmadan yaşayabilir misiniz? Bildirimlerinizi tamamen kapatabilir misiniz? Bu sorulara cevabınız “hayır” ise tüm bunlar sizin için mümkün olamaz.

Ancak eminim ki siz de WhatsApp gruplarının mantar gibi çoğalmasından ve telefonumuzu/bildirimleri işgal etmesinden büyük rahatsızlık duyuyorsunuz. Hepimiz sürekli bir gerginlik halindeyiz ve teknolojik cihazlarımızdan 5 metre uzaklaşamıyoruz. Ne doğru dürüst ailemize vakit ayırabiliyoruz, ne yaptığımız işlerle ilgili bir doygunluk hissedebiliyoruz…

Böyle gelmiş böyle gider de diyebilirseniz, bir şeyler yapıp daha huzurlu bir hayat için çaba da gösterebilirsiniz. Bu yazıyı buraya kadar pürdikkat okuyabildiyseniz çaba göstermek için meyliniz var demektir. O zaman yapmanız gereken sadece şu: “İŞİNİZE BAKIN.” Evet, herkes gerçekten işine baksa, çoğu meseleyi hallettik demektir…

Bu yazı ilk olarak GENÇ Dergisinde yayınlanmıştır.

Yazar Hakkında

Muhammed Tutar

bilgisayar mühendisi, bilgi güvenliği uzmanı. önce okur, sonra yazar.

Tüm yazıları göster