Dijital çağın faydalarından sonuna kadar herkesin istifade ettiği zamanları yaşıyoruz. Her şey dijitalleşiyor ve her şey çok kolaylaşıyor. Dünyayı parmağımızın ucunda oynatmak ne kadar da keyifli değil mi? Ne diliyorsak ışık hızında gerçekleşiyor. Ama diğer yandan tıkladığımız bir web sayfası birkaç saniye geç açılsa, mobil uygulama yanıt vermese hemen geriliyoruz, öfkeleniyoruz. Dijital dünyanın nimetleri olduğu gibi belaları da gittikçe çoğalıyor.

Hele ki çocuklar ve gençler için bu belaların ne gibi sonuçları olduğunu zaman geçtikçe anlıyoruz. Gerçek hayatta da tabii ki çocuklarımıza zarar verecek birçok tehlike var, ancak bu tehlikelere rast gelmeleri zor. Dijital dünyada ise tehlikeler bir tık uzakta.

Eylül 2022’de İrlanda’dan gelen bir haber şöyle: Popüler sosyal medya uygulamalarından Instagram’ı kullanan çocukların telefon numarası ve e-posta gibi verilerinin işletme hesaplarına geçiş yapılması nedeniyle açığa çıkması İrlanda’da infiale sebep oldu. Bu olaya istinaden İrlanda’daki Veri Koruma Merkezi (DPC) tarafından başlatılan inceleme sonucu süreç yargıya taşındı. Sonuç olarak Instagram’a çocukların mahremiyetini ihlal ettiği gerekçesiyle 405 milyon Euro para cezası verildi. Instagram “durumu düzelttiğini” ifade ediyor ancak durum düzeltilene kadar kaç çocuğun kişiler verileri kimlerin eline geçti? Bu verilerle kimler neler yaptılar?

“Ne olacak ki” demeyin. Akla hayale gelmeyecek şeyler olabilir. Birçok örnek vaka ortada. Mesela çocuğunuzla ilgili ufacık da olsa detayları öğrenen bir “sapık” çocuğunuzla internet üzerinden iletişim kurarak şantaj yapabilir. “Ne şantajı yahu?!” diyorsanız buyurun:

Özellikle çocukların mahremiyetini muhafaza etme konusunda mücadele eden Orhan Toker, bir takipçisinin anlattığı olayı paylaştığında tüylerim diken diken oldu. Olay özetle şöyle: 16 yaşından küçük, dijital oyunları oynamayı seven bir çocuk oyuncuların sohbet etmek için kullandıkları Discord adındaki bir uygulamada çok ciddi bir tehlike yaşıyor. Katıldığı sunucudaki yetişkin olan bir yönetici sohbet sırasında evdeki konuşmaları duyuyor ve “Anneni tanıyorum, bana anneni ver diyerek.” anne ile iletişim kuruyor. Anneye çocuğun oyun oynarken argo konuştuğunu ve bunu bildirmek istediğini söylüyor. Çocuk oyun oynamaya devam ededursun, sunucunun yönetici olan sapık çocuğa “Senden istediklerimi yaparsan seni yönetici yaparım.” diyerek kandırmaya çalışıyor.

Ne isteyebilir ki? Sapık adam çocuktan annesinin ve ablasının fotoğraflarını çekip göndermesini istiyor. Çocuk kendisine söyleneni yapıyor. Son istek ise her ikisinin mahrem yerlerinin fotoğrafını göndermesi. Çocuk bunu yapamayacağını söyleyince de “O zaman yönetici olmayı unut.” cevabını alıyor. Çocuğun ablası bir tuhaflık olduğunu sezince anne meseleyi çözüyor ve mesajlaşmaları görünce durumun vehametini anlıyor. Orhan Toker’in verdiği bilgiye göre bu mesele siber suçlara intikal etmiş durumda.

Bu olaydan nasıl bir ders çıkaracağız? Dijital dünyada yetişkinler olarak kişisel verilerimiz ve mahremiyetimiz ne kadar korunmaya muhtaçsa çocuklarımızın verileri kat be kat korunmaya muhtaç. Ancak ne yazık ki tabletler ve telefonlar bebeklikten çocukların eline tutuşturuluyor, ilgi ihtiyaçlarına yeterince anne-babadan dönüş alamayan çocuklar çareyi dijital dünyadaki ilgililerde arıyorlar. Bu ilgililerin çoğu da sapıklardan oluşuyor.

Hangi sosyal medya uygulaması olursa olsun hepsi için aynı tehlike geçerli. Ne olur çocuklarımı bu dijital belalardan muhafaza edelim. En başta çocukların fotoğraflarını internette paylaşmayarak adım atabiliriz zira pedofililer her dakika internette arayıştalar. İnternette gaflete düşmenin telafisi gerçek hayattan daha zor. Aman dikkat…

Yazar Hakkında

Muhammed Tutar

bilgisayar mühendisi, bilgi güvenliği uzmanı. önce okur, sonra yazar.

Tüm yazıları göster