Gülten Dayıoğlu’nun bir seyyah olduğunu öğrendiğim Kenya’ya Yolculuk kitabının ardından diğer seyahatnamelerini de merak ettim. Mısır’a Yolculuk kitabıyla tanışmam bu vesileyle oldu. 1993 yılının Mart ayında (seyahatin tarihini kitabın sonunda yer alan özgün fotoğraflar üzerindeki tarihten anlayabiliyoruz), 10 günlük Ramazan Bayramı tatilinde sürpriz bir Mısır seyahati ortaya çıkmış ve İstanbul’un en güzel olduğu (herkesin çekildiği, şehrin sakinleştiği) dönemlerden biri olan bayramda kendilerini yollarda bulmuşlar.
Günümüzdeki seyahat acentelerinin Mısır turlarını incelediğimde yazarın 30 sene önceki seyahat rotasının korunduğunu fark ettim. Son yıllarda Mısır’ın Şarm El–Şeyh kenti vizesiz bir tatil beldesi olduğundan özellikle ülkemizde çok popülerleşmiş olsa da gerçek bir Mısır seyahatinde Kahire-Luksor şehirleri olmazsa olmazdır.
Kitap boyunca Gülten Dayıoğlu hem gözlemlerini hem de gözlemlerinin kendisinde oluşturduğu intibaları anlatıyor. Yumuşak, huzur veren bir anlatımı var. Zaten çocuklar için yazdığından mütevellit çocukların kolayca anlayabileceği bir tarzda, ama bu tarz büyüklerin okumasına asla engel değil.
Gezilen yerlerle uyumlu olarak Mısır tarihindeki belli başlı unsurlara dair temel tarihi bilgiler de kitapta yer alıyor. Mesela bir tapınaktaki mumyalama bölümünü ziyaret etmişlerse mumyalamanın aşamalarına dair doyurucu detayları paylaşmış yazar. Ya da bir firavun heykelinde sakal yuvarlaksa ne manaya gelir, uzun ve sivriyse ne manaya gelir? Keza Mısırlıların sosyal yaşamına dair, özellikle Nil nehriyle alakalı o dönem için önem değeri yüksek olan bilgiler de aktarılmış.
Yazarın en çok içerlediği -herkes gibi- konu ise Mısır’ın bütün zenginliklerinin tarumar edilmiş olmasıdır. Krallar Vadisi’ndeki onca firavun mezarından sadece 1 tanesi soyulmadan bulunmuş ve hazineleri muhafaza edilmiştir: Tutankhamun’un mezarı!
Gülten Dayıoğlu seyahatin zorluklarına dair birkaç uyarıda da bulunmuş bu eserinde. Örneğin Nil boyunca yaptıkları yolculukta bir gemide konaklamışlar ve geminin üst ya da alt katlarında kimlerin kalacağı şans işiymiş. Yazarın payına alt kat düşünce önce bir huzursuz olmuş ama camdan gördüğü Nil manzarası her şeyi yoluna koymuş. Seyahate çıkıldığında istenmeyen şeyler yaşandığında hemen olay çıkarmamak gerektiğini, hoşumuza gitmeyen mevzularda da güzellikler olabileceğini vurguluyor yazar.
Luksor bölgesinden başlayan Mısır yolculuğu Kahire’de piramitler ve Kahire Müzesi ile son buluyor.
Acı gerçek: Gezi boyunca gördükleri, aslında Mısır’a ait olan birçok eserin asılları Avrupa şehirlerinde, replikaları ise Mısır’da sergileniyor! Neyse ki Tutankhamun’un mumyası ve hazineleri korunmuş ve Mısır’da kalmış. Avrupa Medeniyeti(!)nin ne büyük lütfu değil mi?
MISIR’A YOLCULUK
Yazar: Gülten Dayıoğlu
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Web Sitesi: yapikrediyayinlari.com.tr
Arka Kapak Metni
Gülten Dayıoğlu bu kez ölümsüz firavunlar, görkemli piramitler ülkesi Mısır’da.
Yalnızca piramitler mi?
Dev Sfenks, obeliskler, tapınaklar, labirentler ve mumyalar binlerce yıllık bir tarihi bütün canlılığıyla yansıtıyor. Dayıoğlu, büyük bölümü, tarih boyunca Mısır’a hayat veren Nil Nehri üzerinde geçen bu gezinin coşkusunu gene sizinle paylaşmak istiyor.